26 Nisan 2009 Pazar

Çubukluya İhanet !

antu.com'a göre Fenerbahçeli futbolcular Ankaragücü maçında sırtlarında taşıdıkları çubuklu formaya ihanet etmişler. (bkz: http://www.antu.com/AntuHaberOku.aspx?ID=11856)

Skor 2-0 iken tribünlerden "üç! üç!" sloganlarını yükseltenler,  Fenerbahçeli futbolcular top çevirirken "zavallı Fener, beter ol beter" dercesine "oley" çekerek çubukluyu sırtında taşıyanlara sırtını dönenler, iki hafta sonra oynayacağı Türkiye Kupası finalinde 25 yıldır alamadığı bir kupayı Fenerbahçe Spor Kulübüne kazandıracak olan bu takımı yerin dibine sokanlar ihanet kelimesinin anlamını keşke bilseler !

Fenerbahçe taraftarı bugün ne yazık ki bir defa daha çubuklunun asaletine ihanet etmiştir!

20 Nisan 2009 Pazartesi

Zırva

Bülent Korkmaz 1-0 kazandıkları İBB maçı sonrası aciklamalarda bulunuyor;

"Geldiğimden beri hiç mazeret sunmadım, ama o kadar çok mazeret var ki... Bunu kimse dile getirmiyor, bu önemli değil benim için."

Yıldırım Demirören'in Radyospor canlı yayınındaki açıklamaları;

"Tezgah diye bir şey olma şansı yok. Her takım aleyhine veya lehine verilen kararlarda hepimiz yara aldık. Şu anda şampiyonluğa 4 takım adaydır ve sonuna kadar mücadele edecektir. Tezgah kelimelerini kullanmak Türk futboluna zarar vermektir. Biz bir kez, aralık ayında konuştuk, sonra da sustuk. Biz ne federasyonu, ne de hakemleri hedef aldık, geçmişe dikkat çektik. Şunu gördük ki, çok konuşan çok hata yapar.

Hiçbir ülkede hakem hataları bu kadar çok tartışılmıyor. Bu kadar tartışılan ortamda iyi birini yetiştirmek zor. Hatada hep art niyet, tezgah arıyoruz. Belki bunlara ben de dahildim ama yanlıştan dönmek lazım. Hata yapmayan insan, çalışmayan insandır. Bu iş sadece hakemle bitmiyor.

Hakem hata yapıyor, hemen bir kulüp başkanı çıkıyor 'Federasyonu devirelim' diyor. Bizim kafa olarak bunlardan kurtulmamız lazım."

19 Nisan 2009 Pazar

Türkiye Kupası Finali Nerede Oynanacak?


Normal şartlarda bir turnuvanın final maçının hangi statta oynanacağı daha maçlar başlamadan belli olur. Ancak söz konusu turnuva Türkiye Kupası olunca işler normal şartlarda gelişmiyor pek. Normal olsa zaten 25 yılda birkaç kez bize de uğrardı sanıyorum. :)

Neyse asıl mevzu kupayı kaç defa kazandığımız değil, final maçının hangi statta oynanacağına finalistlerin belli olmasına üç gün kalmasına rağmen karar verilememiş olması. Az önce doktorla konuşurken aklıma geldi de, tıpkı 2005'teki Şampiyonlar Ligi finali öncesinde Olimpiyat'ta oynatılan Türkiye Kupası Finali gibi bu sezon da sanıyorum Fenerbahçe'nin sahasında UEFA Finali için bir prova düşünülüyor. İşi bozan ise bir türlü elenmek bilmeyen Fenerbahçe. 25 yıldır kupa kazanmıyor olabiliriz ama Fenerbahçe'nin son 5 yıldaki Türkiye Kupası performansına bakıldığında 2 final, 2 yarı final, 1 çeyrek final görmüş bir takıma final stadını belirlemek için bel bağlamak hiç profesyonelce gelmiyor ama mantık onu kovaladıklarını gösteriyor.

Yedek stat var mı? Muhtemelen Salı günü Sivasspor'u elersek final Kayseri Kadir Has Stadı'nda oynanır, elenirsek final Kadıköy'e alınır.


Her sene bir stat belirleyip Türkiye Kupası Finali'ni o stadın geliştirilmesi için bir vesile haline getirmek çok zor olmasa gerek? Üstelik bu aralar yeni stat inşaatları da arttı. Mesela önümüzdeki seneden başlayacak şekilde sırasıyla Kayseri, Rize, Trabzon, Konya, Antalya gibi yeni stadyum inşaatı yapılan veya planlanan şehirlere yoğunlaşmak hem yeni stat yapanlar için bir teşvik hem de stattaki işleyişi hızlıca rayına sokacak bir düzenleme olabilir. Tabi stadı final maçından bir kaç hafta önce değil sezon başında açıklayıp ciddi bir ortak çalışma süreci geçirmek şartıyla.

17 Nisan 2009 Cuma

Google'dan al haberi...


24 Temmuz - 2 Ağustos tarihleri arasında Endülüs'te oynanacak bir hazırlık maçı turnuvasının haberine az önce google'da rastladım. Birbirinden değerli takımların katıldığı turnuvanın bizim için önemi ise Fenerbahçemiz'in de bu turnuvaya katılıyor olması; bu başlığın nedeni ise turnuvanın resmi sitesine göre 10 gün önce turnuva davetini kabul eden kulübümüzden bu sürede herhangi bir açıklama yapılmamış olması. Son olarak birkaç saat önce kuralar çekilmiş ve maç programı belli olmuş.

Fenerbahçemizin yanında Real Madrid, Juventus, Sevilla, Lyon, Porto gibi Avrupa'nın önde gelen kulüplerinin de yer aldığı turnuvada takımlar 3'erli gruplar halinde 4 grupta mücadele verecekler. Fenerbahçemiz kura neticesinde D grubunda Lyon ve Porto ile yarı finale çıkma mücadelesi verecek. Takvimlerine şimdiden işlemek isteyenler için Fenerbahçemiz'in maç takvimi şöyle;

25 Temmuz (Cumartesi): Lyon - Fenebahçe
29 Temmuz (Çarşamba): Fenerbahçe - Porto

Resmi sitemize bir eleştiri yaptık ama organizasyon websitesinin alakası da kulübümüzün gösterdiğiyle doğru orantılı sanırım. Zira turnuvanın sayfasında resmi sitemiz fenerbahce.com olarak belirtilmiş; Fenerbahçe'nin logosuyla da Malaga'nın logosu karıştırılmış. Adeta ilgisizliğe ilgisizlikle cevap vermişler.

Daha fazla detay için;
http://www.peacecup.com/eng/

16 Nisan 2009 Perşembe

Adalet !

Ali Sami Yen'de yukarıdaki görüntülerle başlayan derbi gecesinin sonunda yaşananların ardından, Türkiye Futbol Federasyonu yaşanan olayların faturasını Lugano'ya kestiğini ilan eden kararlarını açıkladı. 

FENERBAHÇE SPOR Kulübü sporcusu DİEGO ALFREDO MORENO LUGANO'nun rakip takım oyuncusuna yönelik kural dışı hareketleri nedeniyle takdiren 5 RESMİ MÜSABAKADAN MEN CEZASI ile cezalandırılmasına,

FENERBAHÇE SPOR Kulübü sporcusu SEMİH ŞENTÜRK'ün rakip takım oyuncusuna yönelik kural dışı hareketi nedeniyle takdiren 3 RESMİ MÜSABAKADAN MEN CEZASI ile cezalandırılmasına,

FENERBAHÇE SPOR Kulübü sporcusu VOLKAN DEMİREL'in, rakip takım taraftarlarına yönelik sportmenliğe aykırı hareketleri nedeniyle takdiren 3 RESMİ MÜSABAKADAN MEN CEZASI ile cezalandırılmasına,

GALATASARAY A.Ş. sporcusu ARDA TURAN'ın rakip takım oyuncusuna yönelik kural dışı hareketi nedeniyle takdiren 3 RESMİ MÜSABAKADAN MEN CEZASI ile cezalandırılmasına,

GALATASARAY A.Ş. sporcusu EMRE AŞIK'ın müsabakada görmüş olduğu kırmızı kartın ve cezai uygulamalarının kaldırılmasına ilişkin talebinin REDDİNE, anılan oyuncunun rakip takım oyuncusuna yönelik kural dışı hareketi nedeniyle takdiren 2 RESMİ MÜSABAKADAN MEN CEZASI ile cezalandırılmasına,

GALATASARAY A.Ş. sporcusu SABRİ SARIOĞLU'nun sportmenliğe aykırı hareketleri nedeniyle takdiren 2 RESMİ MÜSABAKADAN MEN CEZASI ile cezalandırılmasına 
karar verildi.

Alınan kararlar bana şunu ifade ediyor; Türk futbolu Sabri Sarıoğlu gibi futbolculara layıktır. Diliyorum Allah (C.C.) milli takımımızı Lugano gibi futbolcular kazanmaktan alıkoysun, milli takımımız Sabri gibi futbolcularla dolu olsun! 

Arda Turan gibi rakip takım tribününe kol hareketi yapanlarla, Sabri gibi bütün maç önüne gelene salyalarını saçanlarla Türk futbolu layık olduğu yere gelecektir! Bu yolda Fatih Terim'in yönetiminde hızla ilerleyen millilerimize başarılar diliyorum. Umarım Dünya Kupası'na katılamaz, bir de dünyaya rezil olmayız! 

Bu arada; çığrından çıkan maça son dakikaya kadar seyirci kalan Fırat Aydınus denen sırıtkan'ın cezası nerede?

12 Nisan 2009 Pazar

Bu görüntü Türkiye'de başka hangi stadda olur?

Sami Yen'den başka hiçbir yerde olmaz! 

Sahadaki futbolcun Sabri Sarıoğlu'ysa, tribündeki taraftarın da böyle olur! 

Peki Sana Kırmızıyı Kim Çıkaracak Fırat?


Beşiktaş'ın, Sivasspor'un ve Trabzonspor'ın haftayı 3'er puanla kapamalarının ardından haftanın son karşılaşmasında belliydi ki sinirler gergin olacaktı. 


Karşılaşmanın başlama düdüğüyle birlikte sahneye çıkan Sabri denen bir adam maç boyunca ayaklarından çok çenesini, ellerini ve kollarını konuştururken, kirli ellerini Emre Belözoğlu'nun boğazından ayırmazken, Emre Aşık denen bir kasap yeşil zemini mezbahaya çevirirken seyreden sen Fırat Aydınus, işin içinden sıyrıldın mı şimdi bu adamları son dakikadaki olayların ardından oyundan atarak? Oyunu kontolün altında tutmuş mu oldun maç boyunca?

Atılmayı hak ettiği halde oyunda tuttuğun adamlar sayesinde son dakikadaki olaylar buralara geldi bilmem farkında mısın.


Tebrikler Fırat! Bu maçı ikisinden de aldın, sen kazandın.

9 Nisan 2009 Perşembe

Metrobüsle Geliyoruz!


Bitmez tükenmez aşkimiz
Kalbimizde yaşıyoruz
Bekle bizi .... cimbom
Metrobüsle geliyoruz

Kaybedenler


Aurelio'ya kümede kalma mücadelesinin yanında 1 milyon dolar fazla maaşla 5.25 milyon doları denkleştirme çalışmalarında; futbolcusunun iyiliğini düşünen "tek akıllı" menajer Bayram Tutumlu'ya da iş hayatında başarılar...

http://fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=15282

Ah Mehmet, saf Mehmet, oyuncak Mehmet...

Kral Serbest





Toronto Raptors'tan Sacramento'ya geçtikten sonra söylentiler başlamıştı kralın dönüşüyle ilgili. Bugün itibarıyla Sacramento Kings kendisini serbest bıraktı. Sanırım King Solomon artık geri dönüyor...

6 Nisan 2009 Pazartesi

Güneşli günler...

Aylar olmustu Sükrü Saracoglu'nda Fenerbahcemizi gunesin isiklari altinda sahaya cikarken gormeyeli... Kis doneminde karanlikta baslayan bu senenin gece maclari o karanlik skorlariyla artik geride kaldi. Bugune kadar tel orgulerle birbirinden ayrilan sari-lacivertin sahadaki askerleri ile o renklerin tribundeki sevdalilari nihayet iste bu gunesli gunde birbirlerine kavustu...

UEFA Kupasi finali hazirliklari sonunda bizlere de yaradi ve Saracoglu'ndaki tel orguler rafa kaldirildi. 

Soldan Roberto Carlos kesti, icerde Deivid dokundu ve Saracoglu'nda yeni bir ilk yasandi... 
Dilerim bu guzel goruntu her mac her mac izlensin...  
Tel orgusuz Saracoglu Fenerbahcemize gunesli gunler getirsin...

2 Nisan 2009 Perşembe

Ersun Yanal & Fatih Terim ...

Ersun Yanal 28 Nisan 2004'te yapılan sözleşme ile 4 yıllığına A Milli Takım Teknik Direktörlüğüne getirilmişti. Ama fazla uzun sürmedi milli takım macerası... Neden mi?

Çünkü o Türk gazetecilerle anladıkları dilden konuşmuyordu. Kabadayı ağızlı değildi. İşine bakıyor, milli takımın başarısı ile uğraşıyordu.

Sonu ne mi oldu? Zamanın Futbol Federasyonu Başkanı Levent Bıçakçı tarafından 04 Haziran 2005'te İnönü Stadı'nda son Avrupa Şampiyonu Yunanistan'ı yenemediğimiz bir maç sonrası, basın tarafından Ersun Yanal'a karşı gaza getirilmiş tribünlerden yükselen Ersun Yanal istifa sloganlarının ardından, A Milli Takım Teknik Direktörlüğüne son verilmesine karar verildi. 

08 Haziran 2005'te Kazakistan karşısında alınan 6-0'lık galibiyet de onu kurtaramadı... O günlerde bir delikanlı teknik direktör çıkıp da desteklemedi Ersun Yanal'ı... Pusuya yatıp bekledi birçokları...

Son hafta içerisinde tesadüf bu ya yine Avrupa Şampiyonu ile oynadık. Hem de aynı haftada iki defa. Sonuç 0 puan. Türkiye grup ikincisi Bosna'nın 4 puan gerisinde grup üçüncüsü olarak Dünya Kupası finallerine katılma şansını zora soktu. Ne Ersun Yanal'a saldıran medya var ortalıkta, ne Ersun Yanal'ı istifaya davet eden tribünler, ne de o zamanki gibi bir federasyon başkanı. Hani "bu takımı Yanal'ın elinden alıp bir ustaya vermeli" diyen borazanlar bugün nerede?

Hani "höt deyince ..." diye bir deyiş var ya... Biliyorum bu basın neden böyle susuyor; iyi ki Fatih Terim "höt" dedi senelerce !

Blog Widget by LinkWithin