5 Aralık 2010 Pazar
Kaptan Gemisini Taşıyor
Son zamanlarda maç yazılarını aksattık. Yazısız geçen dört haftayı aynı yazı içinde detaylı bir şekilde değerlendirmek zor olduğu için büyük resme bakmaya çalışmak daha uygun gözüküyor. Tıpkı geçen sezon olduğu gibi Gaziantepspor deplasmanında uzun süre önde götürdüğümüz maçta kaybedilen üç puan herkesi karamsarlığa sürükledi. Ancak sonraki haftalarda aldığımız puanlar yarışa tutunmamızı sağladı.
Yıllardır topa sahip olma oranlarında ligin zirvesinde olan bir takımın oyun hakimiyetini rakibe çok kolay teslim etmesi Gaziantepspor maçı sonrası Fenerbahçeliler'in gündemindeydi. Maçı anlatan spikerler karşılaşmaların ilk yarılarına bakılırsa Fenerbahçe'nin açık ara lider olacağından bahsediyorlardı. Bu da takımın dakikalar ilerledikçe fiziksel açıdan oyundan düştüğünün bir deliliydi aslında. Bu da sezonu açtığımız günden beri şikayet ettiğimiz başlıca unsur. Young Boys karşısında ayakta duracak gücü olmayan takımdan, Gaziantepspor karşısında gücü yetmeyince hakimiyeti rakibe bırakan Fenerbahçe'ye kadar geçen sürece bakıldığında temel sorunun değişmediğini görüyoruz. Yeni transferlerin takıma uyum sağlaması, Aykut Kocaman'ın takıma oyun anlayışını benimsetmesi bu sürecin olmazsa olmazlarıydı. Ancak kondüsyon planlamasının sezon başında neye göre yapıldığına halen anlam verebilmiş değilim. Takımın devrenin bitimine 5 hafta kala form tutmaya başladığını görünce Avrupa kupalarına katılmadığımıza şükrediyorum. Bugün sezonu kapatmış olabilirdik. Umarım planlamalardaki bu tutarsızlık ikinci yarı ve önümüzdeki yıllarda tekrarlanmaz.
Kaptan'ın Seyir Defteri
Bucaspor maçında lig yarışına tutunabilmek için galibiyetten başka şansımız yoktu. Antep'te ligdeki 100'üncü golünü atan Alex'in çabaları galibiyet için yeterli olmamıştı. Kaptan Alex Bucaspor karşısında tekrar sahneye çıktı. Fenerbahçe'nin lig tarihindeki 3000'inci golüne de imza attığı bu zor maçta ilk 25 dakikada attığı üç golle maçı kopardı. 5-2'lik galibiyetle nefes alan takımımızın sonraki hafta rotası kabus haline dönen Olimpiyat deplasmanıydı. İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a karşı deplasmanda galibiyet yüzü göremeyen takımımızda Alex yine kilidi açan isim oldu. 3 hafta üst üste ilklere imza atan Alex deplasmanda kaybedilen puanlara da bir nokta koymuş oldu.
Cristian'ı Kazanmaya Çalışmak
Bucaspor ve Belediye maçlarının ortak özelliği Emre Belözoğlu, Lugano gibi as oyuncularımızın eksikliğiydi. Ancak yerlerine oynayan genç futbolcumuz Gökay ve Bekir görevlerini yerine getirerek bu zorlu süreci kayıpsız atlatmamıza yardımcı oldular. Diğer taraftan Gaziantepspor karşısındaki silik futboluyla hedef tahtasına çekilen Cristian'ın bu süreçte Aykut Kocaman tarafından kazanıldığının da altını çizmekte fayda var. Zira tribünleri kukla gibi oynatabilen efsane futbolcumuz Rıdvan Dilmen'in hedef göstermesiyle Bucaspor maçında da taraftarın tepkilerine maruz kalan Cristian'a herşeye rağmen sahip çıkması Aykut Hoca'nın tıpkı Alex tartışmalarında olduğu gibi futbolcusunu kazanmaktan yana olduğunu gösteriyor.
Karar Anı
Bu sancılı sürecin ardından deplasmandan galibiyetle dönmüş olmanın verdiği keyifle Karabükspor karşısına çıktık. Ligin sürpriz takımlarından biri olan rakibimiz, Nijeryalı forveti Emenike'yle savunmamıza zor anlar yaşatsa da takımımızın topa sahip olmaya çalışarak futbol oynamaya çalışması maçın kilidini açtı. Son haftaların yıldızı Alex'in yine iş başında olduğunu hatırlatmakta bir sakınca görmüyorum. Onun ortasını ağlara gönderen Lugano ile öne geçtikten sonra, Mehmet'in ortasını defansın arasından ağlara gönderen yine Alex oldu. Aykut Kocaman'ın maçta aldığı en olumlu karar ise ikinci yarının başında yediğimiz baskı ve gelen golün ardından hızlı oyuncularla kontra atak takımı kimliğine bürünmektense, Stoch'un yerine Selçuk'u alarak topa sahip olan takım olmayı tercih etmesi oldu. Daha önce birçok kez benzer durumlarda Alex'in temposundaki düşüşü Alex'i oyundan alarak çözmeye çalışan Aykut Hoca için alınan bu karar anlamlıydı. Zira Alex'in tempo ve verimliliğindeki düşüş birinci derecede takımın orta sahasının düşmesinden kaynaklanıyor. Alex çıktığında onun hücum hattıyla kurduğu bağlantıyı sağlamakta güçlük çektiğimiz için herşey alt üst oluyordu. Karabük karşısında ise Stoch-Selçuk değişikliğiyle oyunun seyri tamamen değişti. İkinci yarının başında ayağımıza top değmezken, bir anda Karabük topa hasret kaldı.
Neticede üst üste alınan 3 galibiyetle ligde gelecek için umutlanabileceğimiz bir konuma gelmiş olduk. Lider Trabzonspor'un 6, ikinci Bursaspor'un 1 puan gerisinde bulunuyoruz. Halen takım kondüsyonu, orta sahadaki alternatifsizlik ve sol kanatta uyumlu ideal bir ikilinin bulunamaması ciddi soru işaretleri olarak gözükse de doğru bir planlama ve devre arasında atılabilecek adımlarla bunun üstesinde gelebiliriz. Umarım ilk yarının son iki haftasını kayıpsız geçer, devre arasında da takımın zaaflarını ortadan kaldıracak hamlelerde bulunuruz.
Etiketler:
Alex de Souza,
Aykut Kocaman,
Bucaspor,
Cristian,
Gaziantepspor,
İBB,
Karabükspor,
Maç Yazısı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder