20 Haziran 2011 Pazartesi

FB-GS Final Serisinin Getirdikleri

3 ana branşta elde edilen 5 şampiyonlukla 2010-11 sezonu yıllardır yapılan "Spor Kulübü" vurgusunun en belirgin imzası oldu. Son yıllarda futbolda yaşanan inişli, çıkışlı ve travmalı sezonlar nedeniyle diğer branşlardaki başarılar amatör branşlara gönül verenler ve yönetimin dışında çok da fazla ses getirmiyor, tabiri caizse güme gidiyordu. Cuma günü tamamlanan Fenerbahçe Ülker - Galatasaray Cafe Crown serisinin sezonun 5'inci şampiyonluk kupasını getirmesi dışında hem Türk Sporu'ndaki rekabet anlayışı hem de Fenerbahçe için çok önemli katkıları olacağını düşünüyor, daha doğrusu umuyorum.

Olaya Fenerbahçe cephesinden bakacak olursak son yıllarda müessese takımlarıyla yapılan final müsabakalarına gösterilen ilgi sınırlı oluyordu. Son 5 sezonda Efes Pilsen ve Türk Telekom ile final serilerine çıktık. Galatasaray serisi 100'üncü yıldan sonra azalmaya yüz tutan heyecanı arttıran bir eşleşme oldu. Çoğu kez futbol taraftarının salonlara gelmesine neden olduğu için bu tarz eşleşmeler dezavantajlar getirse de, rekabetin önümüzdeki yıllarda devam etmesi halinde kemik basketbol taraftarında bir artış beklenebilir.

Olaya diğer pencereden bakacak olursak Fenerbahçe'nin "Spor Kulübü" kavramına yaptığı vurgu diğer kulüplerde de ses getirmeye başladı. Halen Fenerbahçe'yi Ülkerspor ile karıştırmakta inat etseler de Galatasaraylı taraftarların basketbolda da Galatasaraylı olması onlar açısından bir gurur kaynağı olmalı. Bizler de karşımızda farklı renklerin Fenerbahçe düşmanlığı çatısı altında bir araya gelmesinden ziyade kendi takımlarını destekleyen ezeli rakiplere karşı kupalar kaldırmayı tercih ederiz. En azından rakibimizin rengi belli olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin