30 Temmuz 2011 Cumartesi

Manevi İşkence


Sadece ten renginden dolayı şov programlarında "tekneyle gelen arkadaşlardan biri" olarak dalgaya alınan, fotomontaj olduğu kesinleşen belgelere dayanarak yaşını küçülttüğü iddialarına maruz kalan, Fatih Terim kadar ingilizce konuşamayan birisi aracılığıyla Telegol gibi art niyetli bir programda insanları sakat olduğuna ve şike yapmadığına inandırmak zorunda bırakılan, şike soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonra Fenerbahçe'den aldığı şike parasıyla görüntüleri olduğu iddia edildiği halde yeterli delil bulunamadığı için serbest bırakılan, akabinde yabancılar şubesinde oturma izni konusundaki sözde pürüzlerden dolayı bir gece daha tutulan Nijeryalı Emmanuel Chinenye Emenike Fenerbahçe'den kendi isteğiyle ayrıldı.

Nijeryalı son dönemde yaşadıklarını "Manevi İşkence" olarak özetlerken bu sözleri BBC, AP gibi dünyanın önde gelen basın organlarından yayınlandı. Sporda temizlenme ve güçlülerin hukuku yerine hukukun üstünlüğünün hakim olmaya başladığı bir süreç olarak aktarılmaya çalışılan şike ve teşvik soruşturmasının Türkiye'nin tanıtımının üzerine diktiği son tüy Emenike'yi kaçırmak olmuştur. Emeği geçenlere biz teşekkür edelim, tarih onları ayrıca yad edecektir.

Bu olayın Fenerbahçe'ye bakan yönünde ise haksızlıklara karşı baş gösteren sabırlı ama henüz asgari düzeyde tepki içeren bir bekleyiş var. Fenerbahçe camiası yıllardır birden fazla takıma karşı mücadele etmekten dert yanıyor. Şimdi buna maalesef kurumlar da ekleniyor. İşin kötüsü bu durum mücadeleyi saha dışına çıkartmayı bir zorunluluk haline getiriyor. Sene içinde bayan basketbol takımı Türkiye'nin önde gelen tıp fakültelerinden birisi yüzünden dünyanın en iyi basketbolcularını ve belki de Türkiye'ye getirebileceği bir Avrupa Şampiyonluğu'nu kaybetti. Bu kurum Türkiye içerisinde hiçbir yaptırımla karşılaşmadı. Şimdi ise bazı özel yetkili savcı ve emniyet mensupları bir temizlik operasyonundan ziyade bir karalama kampanyasının başrolünde kendilerine yer buluyorlar. Fenerbahçe taraftarlarının "Yeni başlıyoruz", "Fragman" gibi sözlerine yeterince ciddi yaklaşılmadığını üzülerek görüyoruz. Fenerbahçe camiasının damarına basmayın, hiçbirimiz sabır taşı değiliz.

26 Temmuz 2011 Salı

Faik Işık - Hukuk 101 / Telegol ve Kapanis

Gozaltilar basladiktan sonra 2 hafta boyunca tek tarafli yayinlarla Fenerbahce aleyhine olusturulan kamuoyu Aziz Yildirim'in avukati Faik Isik'in 1 haftalik yogunlastirilmis hukuk dersleriyle biraz olsun sendeledi. Halen kendi oynayip kendi calmayi tercih edenler olsa da, savunma cephesi olarak ciktigi programlarda Av. Faik Isik'in verdigi ayarlar sonuc vermeye basladi. Bos kaleye gol atmaya alismis kesim, karsisinda savunma gorunce afalladigini gizleyemedigi gibi, Faik Isik'i da "devletin savcisi ve emniyeti suclaniyor" diye sikayet etmekten geri durmadi.

Faik Isik camianin moralini arttirmanin yaninda, lehimize olumlu gelismelere vesile olsa da gerek uslubu gerekse de kullandigi yontem nedeniyle camia icinden elestirilere maruz kaldi. Elestiri olmasi guzel ancak taraftarlarin 2 hafta boyunca 'Camianin Onde Gelenleri'ni yakistirdigi bu saflarda gorememis olmasi eski Besiktasli yeni Fenerbahceli Faik Isik'in degerini arttiriyor.

Kendisine yoneltilen iki temel elestiriye de deginmeden gecmeyelim. Oncelikle Vefa Kucuk'un kulube bedavadan uye yapilan, bedava bilet talepleri geri cevrilmeyen ust duzey burokratlarin uzerinden kulube zarar verildigine yonelik tepkisini asiri buldugumu soylemeliyim. Faik Isik'in ilk gunden beri amaci usuldeki ciddi arizalari on plana cikartip sorusturmanin mesru zemine cekilmesini saglamak. Uyguladigi yontem ise degil hukuki etik acidan bile tartismali konularin masaya koyulmasina ayni yontemle karsilik veriyor. Soyle ki, Fenerbahce Spor Kulubu'nun Sivasspor ile mac oncesinde yemek yemesi, Sivasspor'dan yonetim araciligiyla biletlerin temin edilmesi, Aziz Yildirim'in Bulent Uygun'un odasina girip sakalasmasi gibi tamamen etik tartisma hususu olan konularin sikenin delili diye masaya konduguna sahit oluyoruz. Ust duzey burokratlarin ayni sekilde etik bir tartisma konusu olan bedava bilet ve uyelik hususlarinin "o zaman siz de mi bu cetenin bir parcasi oluyorsunuz" diyerek gundeme getirilmesi bu insanlarin ve Fenerbahce'nin manevi sahsiyetlerini zedelemekten ziyade bir empati cagrisidir. Eger her etik tartisma sizi bir cetenin parcasi haline getirecekse hicbiriniz pacayi kurtaramazsiniz, hatirlatilan bu.

Bir diger elestiri konusu ise Faik Isik'in neden delil diye ortaya konan dokumanlara tek tek cevap vermedigidir. Bunun da sorusturmanin uslubunun bir sonucu oldugu kabul edilmelidir. Zira Faik Isik kendilerine okunan tapelere verilen cevaplari zaten basinla paylasti. Bunun disinda kendisine medya uzerinden sorulan ve daha once gorulmemis kayitlarla ilgili Faik Isik'in Aziz Yildirim ile konusmadan cevap vermesi dusunulemez. Hepsinin otesinde Yildirim ve avukatindan gizlenen belgelerin kamuoyu onunde yuzlerine okunup ifadelerinin alinmasi takdir edilmeli ki, tam anlamiyla medya yargilamasi oluyor. Bundan rahatsizlik duymayanlar, ne olursa olsun cevaplari merak edenler suphesiz olacaktir ancak tahmin ediyorum hic kimse hakli dahi olsa milyonlarin onunde sorgulanmak istemez. Bu iddialara cevap vermeye baslanirsa da sonunu getirmeniz mumkun degildir. Bunu da gectim, gizlilik karari olan bir sorusturmada gosterilen bu tutum da bir usul katliamidir.

Ozetle, Faik Isik'a camia icinden gosterilen bu tepkiler ya yanlis anlasilma ya da meraktan kaynaklanmaktadir. Dokumanlardaki bazi iddialarla orgut mensubu haline sokulan insanlara yapildigi gibi benzer bir zihniyetle yargi ve emniyet mensuplarini da bu cetenin bir parcasi haline sokabiliriz demek isteniyor. Tipki haftalarca surmus telefon gorusmelerinden kesip bicerek suc unsuru cikarilabilecegi gibi. Diger taraftan hepimiz aklanmalarini bekledigimiz yoneticiler ile ilgili sorulara bir an once cevaplarin verilmesini istiyoruz ancak bunun buyuk olcude tarafli olduguna kanaat getirdigimiz medya uzerinden saglikli bir sekilde yapilamayacagini unutuyoruz.

Izlemeyenler icin Av. Faik Isik'in bu hafta ciktigi 5 canli yayinin goruntulerini onceki yazilarda bulabilirsiniz. En son goruntu olarak da Telegol gelsin...

24.07.2011 - Kanalturk - Telegol

7 Temmuz 2011 Perşembe

Fenerbahçe Bir Pisliğe Bulaştıysa, Bulaştığı o Pislik Sizsiniz!

Şekip Mosturoğlu'nun, İlhan Ekşioğlu'nun ve Cemil Turan'ın bu ülkenin en kirli spor yöneticileri olduğuna beni kimse inandıramaz. Geçmişi şike ve şaibeyle dolu yüzlerce insan dışarıda dolaşırken, bu isimlerin içeriye atılmasının adalet adına yapıldığına da beni kimse inandıramaz. Türk sporuna en büyük katkıyı yapmış, Fenerbahçe'yi tek başına olimpiyat düzenleyecek bir kulüp haline getirmiş bir başkanın tutuklanmanın eşiğine getirilmesini de bana hiç kimse "adalet"le açıklamaya çalışmasın.

Aziz Yıldırım başkanlığında; 2001'de Gençlerbirliği'ne, 2005'de Galatasaray'a, 2006'da Beşiktaş'a, 2009'da yine Beşiktaş'a ve 2010'da da Trabzonspor'a olmak üzere 5 defa Türkiye Kupası finali kaybeden; bunlardan daha acısı 2006'da Denizli'de ve 2010'da da Saracoğlu'nda Türkiye Ligi tarihinde başka bir örneği olmayan şekilde, lider girdiği son haftada şampiyonlukları elinden alınan Fenerbahçe'nin bu ülkenin en kirli takımı olduğuna da beni kimse inandıramaz.

"7 defa bir ucundan tuttuğu kupayı şike yapa yapa kaybetmiş bir kulüptür Fenerbahçe" denmesinin bizleri yaralamamasını mı bekliyorsunuz? Hayatları şike ve şaibe ile özdeşleşmiş yüzlerce ismin, Şekip Mosturoğlu'nun, İlhan Ekşioğlu'nun ve Cemil Turan'ın tutuklandığı bir günde dışarıdan ellerini ovuşturarak olayları seyrediyor olmalarının tek bir sebebi var: Türkiye'nin tek spor kulübü olan Fenerbahçe'nin Başkanının da artık tutuklanacağının, kulübün ikinci lige düşürüleceğinin işaretlerini almış olmalarıdır bu sebep.

Bu soruşturmayı aylardır yürütmekte olduğunu söyleyip, Türkiye Futbol Federasyonu'nun lig bittiğinde şampiyonluğu tescil etmesine ve 25 milyon Fenerbahçe taraftarının hayali bir sevinç yaşamasına müdahil olmayan; "biraz bekleyin, lig hakkında bir takım iddiaları araştırıyoruz" demekten kaçınanlar, Fenerbahçe'nin 25 milyon taraftarıyla dalga geçmiştir. Gün olur devran döner, bu camia kendisiyle dalga geçenlerle dalga geçmesini de bilir!

"5'te 5" yaparak sadece Türk Spor tarihine değil, Dünya Spor Tarihine de geçen, Türkiye'nin en büyük spor kulübü değil, Türkiye'nin tek spor kulübü olan Fenerbahçe bir şekilde bu soruşturmaya bulaştırılmıştır.

Temizliğe muhtaç Türk futbolundaki temizliğin, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'un çıkması için en çok çaba gösteren kulüpten ve onun başkanından başlamış olması ne kadar acı.

Son olarak; geçmişteki duruşlarına ve karakterlerine bakarak haklarındaki iddialara asla inanmadığım Fenerbahçemizin yöneticilerini hangi psikoloji bu çirkin işleri gerçekleştiren çetelerle irtibat halinde olmaya itmiş olabilir diye de düşünmüyor değilim.

Birincisi; özellikle Denizli'de son hafta elimizden alınan şampiyonluk olmak üzere on yıllarca şike ve şaibeyle elde edilen başarıların üzerine bu ülkede hiçbir zaman gidilmemiş olması ve bunun oluşturduğu "herkes şike yapıyor, şikeye şikeyle karşılık vermedikçe şampiyonluklarımız çalınıyor" inancı,

ikincisi de; geçen sene ligin son haftasında kaybedilen şampiyonluğun ardından tribünleri yakan taraftarın, son haftalarda yaşanacak bir kaybın ardından bu defa sadece stadı değil bütün kulübü yakacak bir psikolojide "şampiyonluk hastası" olması!

Bu iki gerekçe bile, Fenerbahçemin anılan kirli işlere bulaşmasına sebep olamaz. Ve ortalıkta delil diye haber yapılanların hiçbiri beni Fenerbahçe'nin kirli olduğuna inandıramaz.

Şu anda sadece tutuklama kararının ardındaki gerekçeleri merak ediyorum...

Her ne olursa olsun, Fenerbahçe'li kardeşlerim hiç merak etmesin...

Fenerbahçemizi her türlü şaibenin içinde göstermeye çalışan karanlık insanların daha altı ay önce Bayan Basketbol Takımımıza neler yaşattıklarını asla unutmayın.

Fenerbahçe çok büyük yara almış olabilir.

Ama asla teslim alınamaz!

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Adalet Aranıyor...

Bu soruşturmaların bir gün, bir yerden başlaması gerekiyordu. Aslında bunu en çok da Fenerbahçeliler istiyordu. Sporda şiddet yasası çıksın, savcılar iddiaları araştırsın ve çürük elmalar ciddi yaptırımlarla temizlensin. Zira en belirgin örnekler olan 2006'da Galatasaray ve 2010'da Bursaspor'un şampiyonluğu için alenen ittifak yapan kulüpler hakkında hiç kimse adım dahi atmamıştı. Sporda Şiddet Yasası Nisan ayında yürürlüğe girdikten sonra en geniş çaplı soruşturma maalesef alışıldığı üzere Fenerbahçe'nin üzerinden başlatıldı.

Türk futbol tarihinde son haftaya lider girip tartışmalı maçlar neticesinde şampiyonluklar kaybeden bir kulübün taraftarı için şike ve teşvik iddiasıyla sorgu masasına çağrılan ilk kulüp olmanın kabul edilebilir bir tarafı yok. Ancak yargı zerre kadar adil ise, bu soruşturma sadece Fenerbahçe aleyhine ortaya atılan iddiaların bir derlemesi olmakla kalmaz. Sporda Şiddet Yasası geçmişe dönük işletilebiliyor mu bilmiyorum ama en azından gelecekte Fenerbahçe'ye karşı ittifak girişimleri de bu soruşturmalara takılacaksa benim içim rahat. Yeter ki, bugün Fenerbahçe camiasını karalamak pahasına cesur adımlar atanların istihbaratı, iddialar Fenerbahçe lehine olunca seçici geçirgen yapıya bürünmesin.

2 Temmuz 2011 Cumartesi

Basketbolcularımızdan Srebrenitsa Anısına Destek


Genç Boşnaklar Derneği Srebrenitsa Katliamının 16'ncı yıldönümünde ses getirecek bir projeye imza atmaya hazırlanıyor. Dernek, resmi rakamlara göre Srebrenitsa Katliamı'nda katledilen 8372 Boşnak'ın anısına 8372 çift ayakkabı topluyor. Ayakkabılar 9-10 Temmuz tarihlerinde Taksim Gezi Parkı'nda katliama göz yuman Birleşmiş Milletler'in İngilizce baş harfleri olan "UN" şeklinde sergilenecek. İlki geçen sene Berlin'de yapılan bu etkinlik uluslararası kamuoyuna Avrupa'nın ortasında gerçekleşen bu soykırımdaki sorumluluklarını hatırlatmayı amaçlıyor.

Projeye katılanların başında da Fenerbahçe Ülker basketbol takımı oyuncuları geliyor. Derneğin internet sitesinde basketbolcularımızdan Sarunas Jasikevicius, Erbil Eroğlu, Emir Preldzic, Marko Tomas, Oğuz Savaş, Tarence Kinsey, Kaya Peker, Sean May ve Berkay Candan'ın kampanya için bağışladıkları ayakkabılarla çektirdikleri fotoğraflara yer verilmiş.

Projeyle ilgili detaylı bilgiye www.8372.org adresinden ulaşabilirsiniz.
Blog Widget by LinkWithin