31 Ağustos 2009 Pazartesi

Tribünden Fotoğraflar (FB 2-1 Manisa)

30 Ağustos 2009 Pazar

Abdul-Rauf Japonya'da

Fenerbahçeli Abdul-RaufMahmoud Abdul-Rauf 1998 Fenerbahçe Rüya Takımı'nın en flaş transferiydi. NBA'de 15 sayının üstünde ortalamayla oynayan, özellikle Denver formasını giydiği dönemde takımının yıldızı olan bir oyuncunun Türkiye'ye geliyor olması büyük bir olaydı. Fenerbahçe formasını çok kısa bir süre taşımış olmasına rağmen o takımla basketbolu seven jenerasyonun unutamayacağı bir oyuncuydu. Benim gözümde de Türkiye Ligi'ne gelmiş en kariyerli basketbolcudur.

Fenerbahçe'den olaylı bir şekilde ayrıldıktan sonra birkaç defa basketbolu bırakma kararı alsa da sırasıyla NBA'de Vancouver Grizzlies, Rusya'nın Ural Great, İtalya'nın Roseto, Yunanistan'ın Aris ve Suudi Arabistan'ın Al-İttihad takımlarında basketbol oynamaya devam etti. Son olarak Japonya'nın Kyoto Hannaryz takımında basketbol hayatını sürdürecek. Parkelerde yaşadığı şevk kırıcı onca olaya, ona hakettiği değeri vermeyen insanlara ve peşini hiç bırakmayan rahatsızlığı Tourette Sendromuna rağmen çocukluğunda sabahtan akşama kadar peşinden koştuğu basketbol topunu ve potaları terk edemedi.

Abdul-Rauf Amerikan Milli Marşı esnasında dua ederken


Chris JacksonChris Jackson adıyla geçen çok parlak bir NCAA kariyerinin ardından islamiyeti seçip Mahmoud Abdul-Rauf adını alması ve Amerikan Milli Marşı sırasında ayağa kalkmaması nedeniyle saha dışı olaylarla hatırlanan çalkantılı bir NBA dönemi geçirdi. Diğer taraftan kendisi 9 yıllık NBA kariyerinde sahada da kendisinden fazlasıyla söz ettirmiş bir basketbolcudur. NBA'in gelmiş geçmiş en yüksek yüzdeyle serbest atış kullanan ikinci oyuncusu olan Abdul-Rauf'un top sürerken nereye gideceğini tahmin etmek çok güçtür. Bu nedenle tek adımda kendine şut hazırlayabilir. Ayrıca çok iyi sıçradığı için boyu kısa olmasına rağmen çok rahat 2 numara oynar ve tutulması çok zordur. Hatta o kadar iyi sıçrar ki NBA'deki ilk yılında All-Star'da smaç yarışmasına katılmıştır. İlk turda elenmiş olsa da Abdi İpekçi'de ısınırken dahi smaç bastığını görmeyenler için ilginç bir durumdur.

Fenerbahçe taraftarı onu yıllar sonra Aralık 2006'da Aris formasıyla Abdi İpekçi'de tekrar görebilmiştir. Karşısında eski takımından sadece zamanında yumruklaştıkları söylenen İbrahim Kutluay vardı. Abdul-Rauf eski takımının potasına 6 sayı bıraktı, takımı da ilk maçta olduğu gibi İstanbul'da da galibiyete ulaşan taraf oldu. 37 yaşına gelmiş olmasına rağmen takımının Jeremiah Massey'den sonra en etkili oyuncusuydu. Her iki Fenerbahçe maçında da aldığı kısa sürelerde maçın seyrini değiştiren sayılara imza atmıştır. İlerleyen yaşı nedeniyle artık vites düşürüyor ama Japonya'da da basketbolseverleri kendine hayran bırakacağından şüphem yok.

28 Ağustos 2009 Cuma

Shevchenko Yolcu

"Sheva didn't have the possibility to play consistently, so he has taken the decision to go,"

"Sheva'n
ın düzenli olarak oynama imkanı yoktu, bu nedenle ayrılma kararı aldı."

Carlo Ancelotti
Chelsea Tekn
ik Direktörü

BBC Sport

İstanbul vs. Bükreş

A Grubu
Ajax
Anderlecht
Dinamo Zagreb
Timişoara
B Grubu
Valencia
Lille
Slavia Prag
Genoa
C Grubu
Hamburg
Celtic
Hapoel Tel Aviv
Rapid Wien
D Grubu
Sporting
Heerenveen
Hertha Berlin
Ventspils
E Grubu
Roma
Basel
Fulham
CSKA Sofia
F Grubu
Panathinaikos
Galatasaray
Dinamo Bükreş
Sturm Graz
G Grubu
Villareal
Lazio
Levski
Salzburg
H Grubu
Steaua
Fenerbahçe
Twente
Sheriff
I Grubu
Benfica
Everton
AEK
BATE
J Grubu
Shakhtar
Brugge
Partizan
Toulouse
K Grubu
PSV
Kopenhag
Sparta Prag
CFR Cluj
L Grubu
Bremen
Austria Wien
Athletic Bilbao
Nacional

25 Ağustos 2009 Salı

Kinsey Geri Döndü

Tarence KinseyBir yıl aranın ardından Kinsey tekrar Fenerbahçe'de. NBA'de Cavaliers formasıyla playofflara katılma başarısı gösteren ancak forma şansı bulamayan Kinsey sezon sonunda takımı tarafından serbest bırakılmıştı. Bir süredir başta Memphis olmak üzere birkaç NBA takımıyla adı geçiyordu. Kinsey artık NBA'de oturmaktan bıkmış olmalı ki Fenerbahçe'yle bir yılı opsiyonlu 3 yıllık sözleşme imzalamış.

2007-08'de Fenerbahçe formasıyla yarım sezonda kendisini kabul ettirmiş ve playofflardaki performansıyla da tarihimizin üçüncü şampiyonluğunda pay sahibi olmuştu. Onun ayrılmasının ardından takıma katılan Gordan Giricek'in geçen sezon sakatlıklardan kurtulamaması nedeniyle 2 numaralı pozisyonda bütün yük Ömer Onan ve kısmen Mrsic'in omzuna binmişti. Neticede Vidmar'ın Slovenya'ya kiralanmasının ardından gerçekleşen Kinsey transferiyle bu açığı kapatmış olduk.

Giricek'in de artık iyileşip takıma katılacağını varsayarsak o bölgede ciddi bir kadro derinliği olacak. Diğer taraftan Devin Smith'in ayrılmasından sonra 3 numaralı pozisyonda en azından fiziksel bir kaybımız var. Bu kayıp da Emir'in tamamen o bölgeye kaydırılması ve Giricek ve Kinsey'in de 3 numara rotasyonuna kaydırılmasıyla çözülmeye çalışılacak. İşin en kazançlı tarafı artık hücumda Giricek, Kinsey, Greer, Mrsic, Solomon'dan oluşan istikrarlı bir şutör grubuna sahip olmamız olacak. Bu sayede uzunlarımız rahatlayacak, hücumdaki tıkanıklıklar daha kolay aşılacak.

Enes Amerika'ya gitmeseydi takım çok daha heyecan verici olacaktı. Zira Mirsad'ın alternatifsizliği kadrodaki en ciddi sıkıntı. İnşallah Enes ileride pişmanlık duyacağı bir karar vermemiştir...

Fatura 'Paralı Askerler'e Çıktı


"Bizi desteklemeleri için taraftarlar birliği ve amigolara 500 bilet veriyorduk. Biz taraftarlar birliği ve amigolara sahip çıktık, onlar taraftara sahip çıkamadı. Kendilerini düzeltene kadar kulüp binasından içeriye giremeyecekler"

Çetin Sümer
Diyarbakırspor Kulübü Başkanı

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Pivot Santrafor

Fotoğraf: Ajansspor

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Kamp Bedeli = 1.5 milyon €

Diego Lugano
Mehmet Aurelio Fenerbahçe'den ayrılınca fırtına kopmuştu. Ardından da geçen sezon kötü gidişin sorumlusu olarak Aurelio'yu gönderen yönetim gösterilir oldu. Tribünler kötü sonuçlardan sonra Tuncay, Zico ve Aurelio'ya tezahüratlar yaptı. Sonuçta bu üç ismin gidişinin de tamamen yönetimin cimriliği yüzünden olduğunu düşünen çok insan var. Dillerde dolaşan da "Yönetim 1 milyona kıysaydı bunlar olmazdı" sözleri.

İster inat deyin, ister ısrar, isterse duruş; Fenerbahçe yönetimi Lugano transferinde de aynı tutumu sergiledi. Lugano yıllık 4 milyon € gibi uçuk bir rakamla masaya oturunca pazarlık bile yapılmadan Uruguaylı'ya yol gösterildi. Lugano yaz boyunca dolandı durdu, en son Avrupa'daki kulüplerden istediği yıllık ücret 2.5 milyon €'ya kadar düştü ama yine kendine bir takım bulamadı. Çabuk ve cömert davranmazsak İtalyan devlerine kaptıracağımıza kesin gözüyle bakılan Lugano'dan bahsediyoruz. Aylar sonra tıpış tıpış Fenerbahçe'ye geri döndü. Şimdi Fenerbahçe yönetiminin tavrını, kendi içinde bambaşka sebepler barındırsa da Aurelio, Zico ve Tuncay'ın ayrılışlarını daha sağlıklı değerlendirebiliriz sanırım.

Yaz başında önemli bir kesim Lugano'nun ne pahasına olursa olsun takımda tutulması gerektiğini düşünüyordu. Bu furya Galatasaray maçında yaptığı sorumsuz hareket nedeniyle biraz duruldu neyse ki. Belki de o hareket nedeniyle değeri düştü. En azından ben dahil birçok Fenerbahçeli için "olmasa da olur" kıvamına geldi. Yine de yönetim Lugano için yapılan tezahüratlar, hazırlanan pankartlar ve baskılara yenik düşüp "ver kurtul" zihniyetini takip etseydi bugün Lugano fazladan kampa katılmış olurdu belki. Peki Lugano'nun 4 milyon aldığı takımın Gol Kralı, Kaptan Semih'in seneye pazarlığı 5 milyondan açmayacağını kim garanti edebilirdi?

16 Ağustos 2009 Pazar

Backhome


LA Galaxy'nin Seattle Sounders'a 2-0 yenildiği maçta Beckham'ın daha maçın 17'nci dakikasında doğrudan kırmızı kartla oyundan atılmasına neden olan hareket.

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Sürpriz


Gece maçı oynanacak olan statlarda elektrik kesintisi veya arızası halinde, gücünün üçte ikisi oyun alanı ışıklandırmasına yeten geri kalan üçte biri tribünlere yönelik aydınlatma ve Naklen yayın araçları yedek güç ihtiyacına yetecek bir jeneratörün bulunması zorunludur. Jeneratör sistemi, elektrik kesintisi veya arızası halinde en geç 15 dakika içerisinde aydınlatmanın tam kapasite ile çalışmasını sağlayacak bir sistem olmalıdır. 2007-2008 sezonundan itibaren saha aydınlatma ve stat genel sistemleri için ayrı ayrı jeneratör sistemi bulundurulması gerekecektir...

Cevaplanması gereken sorular;
  • Federasyon maçı daha ne kadar uzatabilirdi?
  • 40 dakika gecikmenin sebebi neydi?
  • Ali İpek "Daum'a 2'nci bir sürpriz yapmak istiyoruz." derken bundan mı bahsediyordu?
  • Talimatlara uygun olmayan bir statta maç oynanmasına nasıl izin verildi?
  • Talimatları yerine getirmeyen ve maçın sağlıklı bir şekilde tamamlanmasına engel olan Denizlispor'a karşı federasyonun herhangi bir "sürprizi" olacak mı?

6 Ağustos 2009 Perşembe

Teknik Direktörlük Üstüne


"Aragones'in yaptığını yapamazdım. Avrupa Şampiyonası Finali'nden sonra İspanya'dan ayrıldı ve iki gün sonra Fenerbahçe'de göreve başladı. Kendinizi o işe hazırlamalısınız."

Sports Illustrated'e konuşan Joachim Löw konu aynı anda hem milli takım hem kulüp takımı çalıştırmaya gelince teknik direktörlükte konsantrasyon ve kendini işe vermenin öneminden bahsediyor...

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Enes Kanter & Tanjevic


Enes Kanter henüz 16 yaşındayken Euroleague'de forma giyerek potansiyelini belli etmişti. Basketbolcumuz son olarak Avrupa Gençler Basketbol Şampiyonası 3'üncülük maçında Litvanya karşısında 35 sayı 19 ribauntla oynamış ve 18.6 sayı, 16.4 ribaund ortalamalarıyla turnuvanın en değerli oyuncusu unvanını kazanmış.

Tanjeviç'in Enes Kanter hakkında söylediği "Fenerbahçe'de sembol olacak" sözleri heyecan verici olsa da, kendi yaş kategorisinde bu kadar sivrilen bir oyuncunun NBA'de şansını denemek istemesi kimseyi şaşırtmaz. Yine de 17'sine daha yeni girdiği düşünülürse en az 2 sezonu daha var Tanjeviç'in onun aklına girebilmek için. Geçen sene olduğu gibi uzun süreli sakatlıklar yaşamazsa Tanjeviç Enes'in üstünde bu sezon çok daha fazla duracaktır. 16 yaşındaki bir çocuğa ciddi bir Euroleague maçının çok değerli 15 dakikasında forma vererek ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. Bu sezon da Enes'in Tanjeviç'ten maç başına 10 dakikaya yakın süre alacağını tahmin ediyorum. İnşallah Enes de ona güvenenleri mahcup etmeyecek, yapılan yatırımın hakkını verecektir.

Fenerbahçe 2-0 Beşiktaş (TFF Süper Kupa 2009) Olimpiyat Stadından Fotoğraflar

Küçük Maçların Adamı

Alex, küçük maçların adamı olmaya devam ediyor. Golleriyle Beşiktaş'ı bir kez daha üzdü.
Biz seni 3'üncü sınıf takımlara attığın gollerle sevdik. Hep böyle kal Alex. :)
Blog Widget by LinkWithin