7 Ağustos 2010 Cumartesi

Basının Yeni Hedefi


Takımın sergilediği kişiliksiz oyun yüzünden son günlerde Alex tartışması iyice körüklendi. İlla birini günah keçisi ilan edeceğiz. Peki Alex'in oyundan alınmasını, daha da önemlisi birçok yazara göre Fenerbahçe'den koparılmasını gerektiren eksikliği nedir? Diyorlar ki;

1- Alex takım savunmasını zaafiyete uğratıyor.

Halbuki Stoch ve Dia da en az Alex kadar oyunun savunma yönünde olmayan oyuncular. Santos'un kanadının hazırlık maçları dahil birçok maçta koridor olmasını sanırım sadece Santos'un tatilden göbekli dönmesine bağlayamayız. İki kanattaki oyuncunun forvet oyuncusu hüviyetinde oynadığı bir Fenerbahçe sahada olunca Alex ister istemez lüks oluyor zira orta sahada takımın defansif yükünü çekmeye başlayan ikili her kim olursa olsun iflas ediyor, ne kadar üstün meziyetlere sahip olurlarsa olsunlar iki yönlü oynama şansları çok azalıyor. Andre Santos ve Gökhan Gönül dışında defans oyuncularımızın orta sahaya yardımları, oyuna katılımları duran toplarda ileri çıkmaktan öteye geçmediği için de takımda bir dengesizlik, maç içerisinde 5 - 0 - 5 gibi dizilişlerin görüldüğü durumlar oluşabiliyor.

Stoch ve Dia'yı kadromuza katma amacımız uzun vadede 4-3-3'ün temellerini atmak olabilir. Kısa vadede ise Stoch ve Dia'nın defansif görev tanımlarının daha net bir şekilde belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerektiğinde Uğur Boral ve Deivid'in; Serhat, Mehmet Yozgatlı, Tuncay ve hatta Anelka'nın benzer rolleri üstlenmelerinin takımın hücumdaki etkinliğinden birşey götürdüğüne inanmıyorum. Götürse bile orta saha üstünlüğünün getirdiklerinin yanında değersizdir. Bonus olarak da rakibi göbekten rahatsız edecek Alex gibi bir adamdan faydalanma ihtimalin artıyor.

2- Alex ağır kalıyor.

Eğer Alex defansın arkasına koşular yapan bir santrafor veya kanat oyuncusu olsaydı ağır kalmak Alex için sorun teşkil edebilirdi. Aksine Alex bütün bu silahları en hızlı şekilde hedefe ulaştıracak ayak olduğu için bu argüman da havada kalıyor. Pasın topu ileriye taşımanın en hızlı yolu olduğu "kimse toptan hızlı koşamaz" klişesiyle sabitlenmiş bir futbol doğrusudur. Alex bu takımın hatta ülkenin en hızlı düşünen ve düşündüklerini en iyi zamanlamayla yapan pas ustasıdır. Topu en iyi koşturan adamın da hızlı oyunda yerinin olmaması abesle iştigal.

Üstüne üstlük Alex'in bu takıma golcülüğüyle yaptığı katkıyı bir başka orta saha oyuncusundan almak çok zor. Burada dikkat edilmesi gereken Alex bu takımın yıllardır öyle ya da böyle işleyen sisteminin en iyi çalışan parçası. Bugün ortada ne olduğu belli olmayan bir futbol oynandığı için Alex'i suçlu ilan etmek basiretsizliktir. Alex bu takımın hücum oyuncularının çok daha etkili olmalarını sağlayacak en önemli oyuncudur. Gol noktalarında başlı başına bir silah olmasını bir kenara bırakıyorum, Alex'in zaman geçirmeden atacağı paslarla Stoch ve Dia'nın çok daha verimli olacağını söylemek sanırım bir kehanet değil.

Diğer taraftan değerli basınımızın sürekli deşmeye çalıştığı gibi Aykut Kocaman'ın Alex'i kafasından sildiğine de inanmıyorum. Young Boys karşısında yaptığı sadece düşen orta saha direncini arttırmak için bir hamleydi. Alex tercihi de bence kabul edilebilir, çok da mantıksız değil. Alex fizik olarak hazır da olmayabilir. Bunu en iyi yine Aykut Hoca bilir. Mantıksız olan değerli basınımızın mal bulmuş mağribi gibi Aykut-Alex savaşı ve Fenerbahçe'nin Alex'siz kurtuluşu senaryoları yazmalarıdır. Ne Alex oyundan çıktı diye ona cephe alacak kadar amatör, ne de Aykut Hoca Alex gibi değerli bir futbolcuyu elinin tersiyle itecek birisi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin