14 Ocak 2011 Cuma

Dünyanın en büyük Amatör Spor Kulübü

Geçen sene Fenerbahçe Acıbadem (FBA) Bayan Voleybol Takımımızın Avrupa ikincisi olmasının ardından, bu sezon başında da FBA kendisine tanınan Wild Card hakkını iyi değerlendirdi ve Dünya Kulüplerarası Voleybol Şampiyonası'ndan Altın Madalya ile dönerek Dünya Şampiyonu oldu.

Bugün aldığımız haber, Mart ayında yapılacak Avrupa Bayan Voleybol Final Four'una FBA'nın ev sahipliği yapacağı için doğrudan finallere katılacağı yönünde.

Erkek Voleybol'da dikiş tutturamamanın dışında, Erkek ve Bayan Basketbol Takımlarımız da Avrupa'nın en üst kupalarındaki yolculuklarına Avrupa'nın en büyüğü olma, yani Final Four hedefleriyle devam ediyorlar.


Amatör şubelerde son senelerde gösterilen bu çıkışa karşın, Fenerbahçe taraftarının pek mutlu olduğu söylenemez. Çünkü; cefakar taraftarın, Fenerbahçe taraftarı olmaları futbola ve Fenerbahçe futbol takımına olan tutkularından geliyor.

Futbol takımında işler kötüye giderken, diğer branşlarda elde edilen başarılar; bu taraftara mutluluk verebilir ancak bu mutlulukları futbol takımına, o takımı çalıştıran kişiye ve yöneticiler ile başkanına tepki olarak dönecektir. Nitekim bugün yaşadığımız durum da bunu gösteriyor.


Geçen sezonun son maçında kaybedilen şampiyonluğun ardından, önce CL eleme karşılaşmasında Şampiyonlar Ligi'nden elenilmesi, ardından UEFA Avrupa Ligi'ne de eleme maçında veda edilmesi, ligin ilk yarısında üst sıralardaki hiçbir takıma karşı galibiyet alınamamış olması ve son olarak da; Türkiye Kupası'na gruptaki Ankaragücü, Buca ve Yeni Malatya mağlubiyetleriyle veda edilmesi tepkileri artırdı.

Dünyanın en iyi hocalarından biri olan olan Jan de Brandt ile yollarını ayırdı geçen sene FBA. Çünkü Avrupa Şampiyonluğu'nu finalde kaybettik! Daha fazla para verdik, Dünya Şampiyonu Brezilya'nın hocasını getirdik; Ze Roberto'yu. Dünyanın en iyi pasörleri arasında gösterilen Fofao ile birlikte Osmokrovic, Fürst, Sokolova ve Skowronska gibi isimler kadromuzda. Sahadaki 6 kişinin 5'inin dünyanın en iyi voleybolcuları olduğu karşılaşmalara çıkıyoruz. Takımın başında da dünyanın en iyi hocası. Sonucun ne olmasını bekliyoruz. Sonuç; "Armanın Gururu Sarı Melekler". Eğer burada bir başarı varsa, o başarı o oyuncular kadar, onları bir araya getirenlerindir aynı zamanda diye düşünüyorum.

Erkek ve Bayan Basketbol takımlarımız ile Erkek Voleybol Takımımızın kadroları ile teknik ekipleri de adeta yıldızlar karması. Amatör branşların kadrolarındaki bu kaliteye karşın, aynı seviyeyi futbol takımımızda ve teknik kadrosunda görebiliyor muyuz? Bu sorunun tek bir cevabı var: Hayır!

Amatör branşların başında dünyanın en iyi hocaları varsa, futbol takımımızın başında da Mourinho olmalı! Kadromuzda Messi'ler, Ronaldo'lar olmalı! Eğer futbol takımımıza bu kaliteyi getirmeden, amatör branşlarımıza bu kaliteyi getirirsek bugün tanık olduğumuz durumu yaşamak kaçınılmaz olur. Futbol takımına olan kızgınlıkla herkes amatör şubelerin bağımlısı olmuş durumda.

Ligin ikinci yarısına başlarken oynayacağımız Antalya ve Trabzon karşılaşmalarından 6 puan çıkartamazsak (ki bu gidişle çıkartamayacağız gibi görünüyor: Çünkü futbol takımı üzerinde bana yönetimden gelen hiçbir motivasyon varmış gibi gelmiyor. Herkes basketbol ve voleybol takımlarımıza konsantre olmuş durumda.) ne basketbol takımındaki kraliçeleri bir araya getirenlerin değeri kalır, ne de voleybol takımına sarı meleklerin gelmesinin önünü açanların.

Fenerbahçe'nin ana branşı futboldur ve böyle kalmaya devam etmelidir.

Dünya'nın en büyük Amatör Spor Kulübü olup Futbol Takımımızda teknik direktör ve oyuncu yetiştirmeyi mi tercih edeceğiz? Yoksa bir Manchester United, bir Barcelona, bir Liverpool, bir Real Madrid olmaya mı çalışacağız.

Eğer futbol takımımızda kendi içimizden çıkacak oyuncuları ve teknik direktörleri yetiştirmeye sabredebiliyorsak, amatör branşlarda neden sabredemiyoruz?

Madem kendi hocamızı yetiştiriyoruz, o halde unutmayın; ligin ikinci yarısına başlayacağımız bu dönemde, futbol takımımızın amatör branşlardaki takımlarımızdan çok daha fazla desteğe ihtiyacı var! Ama artık ne yazık ki; "bir çok Fenerbahçe takımı" var ve bunlardan sadece kazanan Fenerbahçe takımının yanında olan bir taraftarlık anlayışı var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin