31 Ocak 2011 Pazartesi

Hayata Döndük



Kabus gibi geçen Türkiye Kupası maçlarında oluşan ve yaklaşık 1 aydır süren karamsar tablo ikinci yarının ikinci haftasında gelen Trabzonspor galibiyetiyle yerini umutlu ama temkinli bir bekleyişe bıraktı. Ortaya koyduğumuz futbol herkesi hayal kırıklığına uğratsa da, ligin ilk yarısını liderin 9 puan gerisinde tamamlamış olmanın değerini bugün anlıyoruz. Zira iki haftada kendimizi Trabzon ve Bursa'nın ensesinde bulduk.

İkinci yarının açılış maçında Antalyaspor karşısında alınan galibiyet hem Trabzonspor hem de Bursaspor'un haftayı beraberliklerle kapatmaları nedeniyle çok önemliydi. Ancak ortaya konan futbol gelecek için umut vermiyordu. Trabzonspor maçı tam bir ölüm kalım maçı halini aldı. Aslında amacımız da Trabzonspor maçına bir anlam kazandırmaktı. Bu nedenle de Antalyaspor karşısında alınan 1-0'lık galibiyete sahadaki futbolcular deliler gibi sevindiler. Geçen hafta herşeye rağmen alınan galibiyetin bugün oynanan maçın atmosferine etkisi tartışılmaz. Taraftar gruplarının yeniden donattığı tribünler, Trabzonspor gibi kalburüstü orta sahası olan bir takıma önde baskı yapıp çuvallamayan bir takım, elde edilen haklı galibiyet ve kış uykusuna yatan şampiyonluk ümitlerinin tekrar yeşermesi. Bu akşam adeta hayata döndük.

Derbilerin Kilidi Yine Sahnedeydi

Fenerbahçemiz sahaya Volkan, Gökhan-Lugano-Yobo-Santos, Mehmet-Selçuk-Emre-Dia, Alex-Niang ilk 11'i ile çıktı. Bu sezon fazla görme fırsatı bulamadığımız agresif başlangıç bizleri bekliyordu. Fenerbahçe orta sahası Selçuk, Emre ve Mehmet Topuz'un önderliğinde Selçuk-Colman'ın yükünü çektiği Trabzonspor orta sahasına üstünlük kurdu. Maçların ilk yarılarına göre ligin açık ara lideri olan Fenerbahçemiz böyle bir iştah ve üstünlükle başladığı maçın başında Lugano ve Niang ile iki gol birden bulmayı başardı. İki farklı öne geçtikten sonra bu süreçte sarfedilen yüksek efor nedeniyle yaşanan düşüş ilk yarının son 10-15 dakikasında Trabzonspor'u kalemize yaklaştırsa da sonuç değişmedi.

İkinci yarıda merakla beklenen ise Fenerbahçe'nin alışkanlığını sürdürüp son yarım saatte yelkenleri suya indirip indirmeyeceğiydi. Bünyamin Gezer maç boyunca her faulde eline cebini götürme hastalığıyla Selçuk'u iki faulle dışarı gönderdi. Tam orta sahada bir değişiklik beklentisine girmişken bu sefer Trabzonspor cephesinde Glowacki benzer şekilde oyundan atıldı. İkinci yarının başından Glowacki'nin atıldığı 70'inci dakikaya kadar geçen sürede Trabzonspor'un Fenerbahçe'ye bariz bir üstünlük kuramamasının altında Trabzonspor'un ikinci yarıya Colman'ın yerine Yattara'yla başlaması yatıyordu. Trabzonspor'un Selçuk-Colman ve hatta zaman zaman bu ikiliye katılan Ceyhun ile Fenerbahçe orta sahasına ve Fenerbahçe takımına geçmiş maçlarda zorluklar çıkardıklarını hatırlıyoruz. Ancak Selçuk İnan'ın yalnız başına kaldığı dakikalarda Trabzonspor hem ihtiyaç duyduğu baskıyı kuramadı, hem de Fenerbahçe'nin son dakikalara daha diri girmesini sağladı. Biz de bu hamlesi nedeniyle Şenol Güneş'e şükranlarımızı iletiyoruz.

Transfer Beklentisi

İkinci yarıya girerken transfer yapılmaması taraftarın futbol takımına ilgisini sıfıra indirse de, bu hamlesizliğin istemeden de olsa iki haftada alınan 6 puanda payının olduğunu düşünüyorum. Zira futbol takımının beklentileri yüksek olsa da camianın baskısı pek hissedilmedi, üzücü olsa da camia takıma olan güven eksikliği nedeniyle havlu atmaya hazırdı. Trabzonspor maçından sonra işin seyri değişti. Bugünden itibaren camianın beklentileri yükselecek. Bu beklentilerin altında kalmamak için de takımın orta sahasındaki alternatifsiz yapıyı unutmamak gerekiyor. Bu nedenle Aykut Kocaman'ın orta sahaya transfer yapılabileceği mesajı maçtan sonra gündemi en çok işgal eden açıklamaydı. Genelde maç kaybedince gündem değiştirmek için ortaya atılan transfer söylentilerinin aksine böylesi bir galibiyetten sonra gelen bu açıklama sevindirici. Transfer gerçekleşir mi, ne kadar faydalı olur, tartışılır; ancak bu durum teknik kadronun takımın eksiğinin farkında olduğunu gösteriyor.

Neticede Fenerbahçemiz açısından sıkıntıların devam ettiğini söyleyebiliriz, en azından Trabzonspor maçının bir illüzyon olmadığının ispat edilmesi gerekiyor. Aynı istek ve arzuyu önümüzdeki Manisaspor deplasmanı ve geride kalan maçlarda gösterip, ikinci yarılarda da maç kazanabilen bir takım olabilecek miyiz; futboldan ümidini kesen Fenerbahçe taraftarına bugün "Acaba?" dedirten futbolun devamı gelir mi; emin değilim. Takım ilk kez zorluk seviyesi yüksek bir maç kazanmış olsa da Trabzonspor cephesinin maçı Fenerbahçemiz açısından kolay hale soktuğunu da söyleyebiliriz. Bu nedenle saha sonuçlarında istikrar camiayı şampiyonluk hedefine yönlendirecek yegane unsurdur. Üzücü olan ise ümitsiz taraftarı şampiyonluğa inandırma görevi yine takıma düşüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin