17 Mayıs 2010 Pazartesi

Reçete İslâm Çupi'den

Ligin son bölümünde müthiş bir performans sergileyen ve son 11 haftada sadece 4 puan kaybeden Fenerbahçemiz'in bu süreçte yediği tek gol şampiyonluğa mal oldu. 23'üncü haftada oynanan Büyükşehir Belediyespor maçından sonra "kalan haftalarda sadece 1 gol yiyeceğiz ve sadece 4 puan kaybedeceğiz" dense Bursaspor'un ne yapacağına bakılmaksızın şampiyon oluruz denirdi. Bursaspor beklenenden iyi bir performans sergiledi ve şampiyonluk için yeterli puanı aldılar. Bir gol uzağında kaldığımız şampiyonluk gidince sezona kayıp sezon muamelesi yapmayı bırakmamız gerekiyor. Fenerbahçe tarihi sabırsızlık, öfke ve şaşkınlıkla verilen saçma kararlar neticesinde ödenen ağır bedellerle dolu. Artık Fenerbahçe aklıselim ile yönetilmek zorundadır. Aklıselim de gereksiz detaylara takılmamayı, büyük resme odaklanmayı gerektirir. Fenerbahçe büyüklüğü kupa büyüklüğü değildir. Kaçan kupalar elbette önemlidir ama herşey değildir.

Şimdi sakin kafayla düşünüp 2006'da yapılan hatayı tekrarlamamak gerekiyor. 15 Mayıs 2006'da Aziz Yıldırım'ın istifasıyla neye uğradığımızı şaşırmıştık. Bugün de sezon başında verilen "3 yıl üst üste şampiyonluk" hedefi akıl tutulmasına sebep olmamalıdır. 3 direk arasından geçmeyen bir top sezonun kağıt üstünde kaderini değiştirebilir, ancak bütün kulvarlarda yarışı son haftaya taşıyarak tamamlanan bir sezon başarısızlığın resmi olarak yansıtılamaz.

Trabzonspor karşısında elimizden gelen herşeyi yaptık. Onlarca gol pozisyonundan sadece bir gol çıkartabildik. Direkler, etten duvar ören Trabzonspor savunması ve kaleci Onur ikinci gol için geçit vermedi. 1-0 öne geçtikten sonra Trabzonspor'un Burak'ın inanılmaz vuruşuyla beraberliği yakalaması ilk yarım saatin skorunu belirledi. Büyük efor sarfedilen bu periyodun neticesinde skorbordda 1-1 yazıyor olması bile başlı başına moral bozucu bir durumdu. Herşeye rağmen Fenerbahçe oyun disiplininden taviz vermeden gol aramaya devam etti. Bu arayış son dakikalara kadar devam etti ancak girdiğimiz sayısız gol pozisyonundan ikinci golü çıkartamadık.

Tıpkı maçın kendisi gibi maçın sonrası da 2006'ya benzedi. İşin güzel tarafı Fenerbahçe yönetimi daha önce çaktığı sınava bu sefer doğru cevabı bilerek girecek. Popülist yaklaşıp bile bile yanlış yapmak isterlerse de yine onların tercihidir. Yarından itibaren hiçbir şey kaybedilmemiş gibi önümüzdeki sezonun hazırlıklarına başlayıp, dimdik ayakta olduğumuzu cümle aleme göstermenin zamanıdır. Şimdi İslam Çupi'nin sözü duvarları değil icraatleri süslesin. Biz Fenerbahçe'yi şampiyonlukları için sevmiyoruz, sizin kararlarınız da kaçan şampiyonluklara göre şekillenmesin.

1 yorum:

  1. Katılıyorum.

    Yarıştığı 9 branşın tamamında şampiyonluk kovalayan bir FENERBAHÇE var.
    Futbol ana branş evet.

    Ama 2.liğin asla bir değer ifade etmediği bir ülkede üstelik de işin özünü bildiğini iddia edenlerin şampiyonluk kaçtı diye feveranını da anlamak mümkün değil.

    YanıtlaSil

Blog Widget by LinkWithin