13 Haziran 2009 Cumartesi

Mehmet'i aldık, topuzu da bize kalmasın...

Yıldırım Demirören topuzu aldı...Mehmet Topuz transferi Aziz Yıldırım'ın masaya yumruğu vurmasıyla sonuçlandı diyebiliriz. Özellikle Topuz'un Fenerbahçe maçlarındaki antipatik hareketleri nedeniyle bu transfere aylar öncesinden karşı çıkan Fenerbahçeliler olduğu gibi Türk futbolcular arasında sivrilmiş bir isim olmasından dolayı onu Fenerbahçe formasıyla görmek isteyenler de oldukça fazlaydı.

Mehmet Topuz "Ben Beşiktaşlıyım, Fenerbahçe'de de oynamam" dediği gün birçok kişi gibi benim için de transferin boyutu tamamen değişti. Bu transfer bir futbolcuyu kadroya katmaktan öte Türkiye'de futbolu kuralıyla oynayanların atacakları gol veya takacakları kapak meselesi haline geldi.

Daha birkaç ay önce benzer bir yöntemle şampiyonluğun mimarlarından "Fenerbahçeli" Yusuf Şimşek'i Trabzonspor'un elinden kapıp "doğuştan Beşiktaşlı" olarak kamuoyuna tanıtan Beşiktaş bu defa sert kayaya çarptı. Mehmet Topuz şu veya bu sebeple insani kalitesini, profesyonelliğini yerle bir etme pahasına bazı popülist açıklamalar yapmış olsa da Fenerbahçe'den başkasına yar olmadı. Oyunu kuralına göre oynayan Mehmet Topuz'u transfer etti. Yıldırım Demirören, sözde menajer Metin Korkmaz ve Mehmet Topuz ise ağızlarından çıkan lafları yemekle meşguller.

Talimatlar diyor ki, önce futbolcunun kulübüyle anlaşılıp oyuncuyla görüşmek için izin alınır, ardından futbolcuyla görüşülüp anlaşılır. Devre arasında Trabzonspor bu tavrı "etik olmayan davranış" olarak tanımlayıp bir kınama mesajıyla aradan çekilince Beşiktaş da amacına ulaşmış oldu. Halbuki bu davranış suç, talimatlara aykırı. Fenerbahçe de Mehmet Topuz o lafları sarfettikten sonra transferden vazgeçebilirdi. Ama geri adım atınca da ne kendini akıllı sanan "eziklerin" kural tanımazlığı gündeme geliyor ne de sizin elinize geçen birşey oluyor.

Mehmet Topuz transferinin futbol anlamında bize ne vereceğini hiç merak etmiyorum. Beklentim tüm Avrupa'da ceza verilen bu şark kurnazlığının, UEFA'ya bağlı bir federasyon tarafından da benzer şekilde değerlendirilmesi. Beşiktaş kulübü kimseden saklamadığı bu girişiminden dolayı, menajer Korkmaz ise Kayserispor ile anlaşılmadan futbolcu adına Beşiktaş ile anlaştığı için cezalandırılmalıdır. Aziz Yıldırım'ın bu riskli ama sağlam duruşu Türk futbolu için ancak bu şekilde ödüllendirilip kazanca dönüştürülebilir. Aksi halde Türk futbolunda değişen hiçbir şey olmaz. Futbolcular kurallara uymaya çalışan başkanların "Beni neden arıyorsun, kulübünle anlaşıp seni alacağız." sözlerini samimiyetsizlik olarak algılar; bazı parazitler açık açık futbolcuyu ayartıp üstüne oyunu kuralına göre oynayanlara ezik yakıştırması yapar; kulüpler de ihtiyaç duydukları futbolcudan bu parazitler yüzünden vazgeçip hem masada hem sahada kaybederler.

Sonuç olarak, popüler deyimiyle Mehmet'i aldık ama "topuz"u başka birilerinin alması gerekiyor. Aziz Yıldırım bu riski bir futbolcu için almadı, camia da bir futbolcu yüzünden çalkalanmamalı. Başarısızlık halinde olası bir muhalefet söylemi haline geleceğinden emin olsam da camia olarak Aziz Yıldırım'ın bu transferle ilgili yaklaşımına destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak bizim dışımızda federasyonun da sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor. Neticede bizim kapak takmaktan başka yaptırımımız yok. Kurallara uyanları taçlandırıp maganda başkan ve holigan menajerleri "topuz"landıracak iradeyi Türkiye Futbol Federasyonu'ndan beklemek en doğal hakkımız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Widget by LinkWithin