31 Ağustos 2009 Pazartesi
30 Ağustos 2009 Pazar
Abdul-Rauf Japonya'da
Chris Jackson adıyla geçen çok parlak bir NCAA kariyerinin ardından islamiyeti seçip Mahmoud Abdul-Rauf adını alması ve Amerikan Milli Marşı sırasında ayağa kalkmaması nedeniyle saha dışı olaylarla hatırlanan çalkantılı bir NBA dönemi geçirdi. Diğer taraftan kendisi 9 yıllık NBA kariyerinde sahada da kendisinden fazlasıyla söz ettirmiş bir basketbolcudur. NBA'in gelmiş geçmiş en yüksek yüzdeyle serbest atış kullanan ikinci oyuncusu olan Abdul-Rauf'un top sürerken nereye gideceğini tahmin etmek çok güçtür. Bu nedenle tek adımda kendine şut hazırlayabilir. Ayrıca çok iyi sıçradığı için boyu kısa olmasına rağmen çok rahat 2 numara oynar ve tutulması çok zordur. Hatta o kadar iyi sıçrar ki NBA'deki ilk yılında All-Star'da smaç yarışmasına katılmıştır. İlk turda elenmiş olsa da Abdi İpekçi'de ısınırken dahi smaç bastığını görmeyenler için ilginç bir durumdur.
Fenerbahçe taraftarı onu yıllar sonra Aralık 2006'da Aris formasıyla Abdi İpekçi'de tekrar görebilmiştir. Karşısında eski takımından sadece zamanında yumruklaştıkları söylenen İbrahim Kutluay vardı. Abdul-Rauf eski takımının potasına 6 sayı bıraktı, takımı da ilk maçta olduğu gibi İstanbul'da da galibiyete ulaşan taraf oldu. 37 yaşına gelmiş olmasına rağmen takımının Jeremiah Massey'den sonra en etkili oyuncusuydu. Her iki Fenerbahçe maçında da aldığı kısa sürelerde maçın seyrini değiştiren sayılara imza atmıştır. İlerleyen yaşı nedeniyle artık vites düşürüyor ama Japonya'da da basketbolseverleri kendine hayran bırakacağından şüphem yok.
29 Ağustos 2009 Cumartesi
28 Ağustos 2009 Cuma
Shevchenko Yolcu
"Sheva'nın düzenli olarak oynama imkanı yoktu, bu nedenle ayrılma kararı aldı."
Carlo Ancelotti
Chelsea Teknik Direktörü
BBC Sport
İstanbul vs. Bükreş
|
|
| |||||||||||||||
|
|
| |||||||||||||||
|
|
| |||||||||||||||
|
|
|
25 Ağustos 2009 Salı
Kinsey Geri Döndü
2007-08'de Fenerbahçe formasıyla yarım sezonda kendisini kabul ettirmiş ve playofflardaki performansıyla da tarihimizin üçüncü şampiyonluğunda pay sahibi olmuştu. Onun ayrılmasının ardından takıma katılan Gordan Giricek'in geçen sezon sakatlıklardan kurtulamaması nedeniyle 2 numaralı pozisyonda bütün yük Ömer Onan ve kısmen Mrsic'in omzuna binmişti. Neticede Vidmar'ın Slovenya'ya kiralanmasının ardından gerçekleşen Kinsey transferiyle bu açığı kapatmış olduk.
Giricek'in de artık iyileşip takıma katılacağını varsayarsak o bölgede ciddi bir kadro derinliği olacak. Diğer taraftan Devin Smith'in ayrılmasından sonra 3 numaralı pozisyonda en azından fiziksel bir kaybımız var. Bu kayıp da Emir'in tamamen o bölgeye kaydırılması ve Giricek ve Kinsey'in de 3 numara rotasyonuna kaydırılmasıyla çözülmeye çalışılacak. İşin en kazançlı tarafı artık hücumda Giricek, Kinsey, Greer, Mrsic, Solomon'dan oluşan istikrarlı bir şutör grubuna sahip olmamız olacak. Bu sayede uzunlarımız rahatlayacak, hücumdaki tıkanıklıklar daha kolay aşılacak.
Enes Amerika'ya gitmeseydi takım çok daha heyecan verici olacaktı. Zira Mirsad'ın alternatifsizliği kadrodaki en ciddi sıkıntı. İnşallah Enes ileride pişmanlık duyacağı bir karar vermemiştir...
Fatura 'Paralı Askerler'e Çıktı
"Bizi desteklemeleri için taraftarlar birliği ve amigolara 500 bilet veriyorduk. Biz taraftarlar birliği ve amigolara sahip çıktık, onlar taraftara sahip çıkamadı. Kendilerini düzeltene kadar kulüp binasından içeriye giremeyecekler"
Çetin Sümer
Diyarbakırspor Kulübü Başkanı
22 Ağustos 2009 Cumartesi
18 Ağustos 2009 Salı
17 Ağustos 2009 Pazartesi
Kamp Bedeli = 1.5 milyon €
İster inat deyin, ister ısrar, isterse duruş; Fenerbahçe yönetimi Lugano transferinde de aynı tutumu sergiledi. Lugano yıllık 4 milyon € gibi uçuk bir rakamla masaya oturunca pazarlık bile yapılmadan Uruguaylı'ya yol gösterildi. Lugano yaz boyunca dolandı durdu, en son Avrupa'daki kulüplerden istediği yıllık ücret 2.5 milyon €'ya kadar düştü ama yine kendine bir takım bulamadı. Çabuk ve cömert davranmazsak İtalyan devlerine kaptıracağımıza kesin gözüyle bakılan Lugano'dan bahsediyoruz. Aylar sonra tıpış tıpış Fenerbahçe'ye geri döndü. Şimdi Fenerbahçe yönetiminin tavrını, kendi içinde bambaşka sebepler barındırsa da Aurelio, Zico ve Tuncay'ın ayrılışlarını daha sağlıklı değerlendirebiliriz sanırım.
Yaz başında önemli bir kesim Lugano'nun ne pahasına olursa olsun takımda tutulması gerektiğini düşünüyordu. Bu furya Galatasaray maçında yaptığı sorumsuz hareket nedeniyle biraz duruldu neyse ki. Belki de o hareket nedeniyle değeri düştü. En azından ben dahil birçok Fenerbahçeli için "olmasa da olur" kıvamına geldi. Yine de yönetim Lugano için yapılan tezahüratlar, hazırlanan pankartlar ve baskılara yenik düşüp "ver kurtul" zihniyetini takip etseydi bugün Lugano fazladan kampa katılmış olurdu belki. Peki Lugano'nun 4 milyon aldığı takımın Gol Kralı, Kaptan Semih'in seneye pazarlığı 5 milyondan açmayacağını kim garanti edebilirdi?
16 Ağustos 2009 Pazar
10 Ağustos 2009 Pazartesi
Sürpriz
- Federasyon maçı daha ne kadar uzatabilirdi?
- 40 dakika gecikmenin sebebi neydi?
- Ali İpek "Daum'a 2'nci bir sürpriz yapmak istiyoruz." derken bundan mı bahsediyordu?
- Talimatlara uygun olmayan bir statta maç oynanmasına nasıl izin verildi?
- Talimatları yerine getirmeyen ve maçın sağlıklı bir şekilde tamamlanmasına engel olan Denizlispor'a karşı federasyonun herhangi bir "sürprizi" olacak mı?
6 Ağustos 2009 Perşembe
Teknik Direktörlük Üstüne
"Aragones'in yaptığını yapamazdım. Avrupa Şampiyonası Finali'nden sonra İspanya'dan ayrıldı ve iki gün sonra Fenerbahçe'de göreve başladı. Kendinizi o işe hazırlamalısınız."
Sports Illustrated'e konuşan Joachim Löw konu aynı anda hem milli takım hem kulüp takımı çalıştırmaya gelince teknik direktörlükte konsantrasyon ve kendini işe vermenin öneminden bahsediyor...
3 Ağustos 2009 Pazartesi
Enes Kanter & Tanjevic
Enes Kanter henüz 16 yaşındayken Euroleague'de forma giyerek potansiyelini belli etmişti. Basketbolcumuz son olarak Avrupa Gençler Basketbol Şampiyonası 3'üncülük maçında Litvanya karşısında 35 sayı 19 ribauntla oynamış ve 18.6 sayı, 16.4 ribaund ortalamalarıyla turnuvanın en değerli oyuncusu unvanını kazanmış.
Tanjeviç'in Enes Kanter hakkında söylediği "Fenerbahçe'de sembol olacak" sözleri heyecan verici olsa da, kendi yaş kategorisinde bu kadar sivrilen bir oyuncunun NBA'de şansını denemek istemesi kimseyi şaşırtmaz. Yine de 17'sine daha yeni girdiği düşünülürse en az 2 sezonu daha var Tanjeviç'in onun aklına girebilmek için. Geçen sene olduğu gibi uzun süreli sakatlıklar yaşamazsa Tanjeviç Enes'in üstünde bu sezon çok daha fazla duracaktır. 16 yaşındaki bir çocuğa ciddi bir Euroleague maçının çok değerli 15 dakikasında forma vererek ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. Bu sezon da Enes'in Tanjeviç'ten maç başına 10 dakikaya yakın süre alacağını tahmin ediyorum. İnşallah Enes de ona güvenenleri mahcup etmeyecek, yapılan yatırımın hakkını verecektir.
Küçük Maçların Adamı
Biz seni 3'üncü sınıf takımlara attığın gollerle sevdik. Hep böyle kal Alex. :)